Bayer, 2025 Yılında 9 Alanda Geliştirdiği Yeni İlaçla Büyük Bir Atılım Yapmayı Planlıyor
Alman ilaç devi Bayer, 2025 yılının şirket tarihinde çok önemli bir dönüm noktası olacağını açıkladı. Firma bu yıl başta onkoloji, kardiyoloji, kadın sağlığı ve nöroloji alanları olmak üzere çığır açan tedavilerle kapsamlı bir atılım yapmayı hedefliyor. Son bir yılda 9 başarılı Faz III çalışmasını tamamlayan Bayer bu yıl prostat kanseri, ATTR-CM ve HFpEF için geliştirmekte olduğu yeni ilaçları kullanıma sunmayı planlıyor. Şirket, klinik araştırma başarısını yenilikçi ürünlerle taçlandırmaya hazırlanıyor.
Bayer İlaç Bölümü, Berlin’de düzenlenen 2025 Pharma Media Day etkinliğinde son bir yılda 9 Faz III çalışmasının başarıyla tamamlandığını ve çok sayıda yeni tedavi adayının onay sürecine girdiğini duyurdu. Bayer, özellikle Parkinson hastalığına yönelik hücre ve gen terapilerinde, prostat kanseri, kalp yetmezliği, transtiretin amiloid kardiyomiyopati (ATTR-CM) ve menopoz tedavilerinde önemli ilerlemeler sağladıklarını duyurdu.
2025’e Damga Vuracak Yeni Tedaviler
Bayer AG Yönetim Kurulu Üyesi ve İlaç Bölümü Başkanı Stefan Oelrich, bu ilerlemelerin pek çok tedavi alanında dönüştürücü bir etkisi olacağını vurgulayarak “Büyüme stratejimiz meyvelerini veriyor. Bu yıl, çığır açan potansiyele sahip birçok yeni ilacımızla pek çok hastalığa yönelik etkili tedavi seçenekleri sunacağız” dedi.
Şirketin Avrupa’da 2025 yılında piyasaya sürmeyi planladığı en dikkat çekici ürünlerden biri, ATTR-CM olarak bilinen ilerleyici ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren kalp hastalığına yönelik yenilikçi bir tedavi. Ayrıca, ejeksiyon fraksiyonu korunmuş kalp yetmezliği (HFpEF) hastaları için geliştirilen yeni bir tedavi de onay aşamasında. Bu yaygın kalp yetmezliği türünün halen etkili tedavisi bulunmuyor.
Prostat Kanseri ve Radyoaktif Tedaviler
Bayer, prostat kanseri alanında liderliğini yeni bir tedaviyle pekiştiriyor. Metastatik hormon duyarlı prostat kanseri için geliştirilen yeni ilaç, bu alanda çok önemli bir tedavi seçeneği olma potansiyeline sahip. Ayrıca, şirketin hedefe yönelik radyo-nüklid tedavileri (TRT) üzerine yürüttüğü çalışmalar, özellikle aktinyum-225 gibi radyoaktif izotoplar kullanarak metastatik ve kastrasyona dirençli prostat kanseri hücrelerini yüksek hassasiyetle hedef almayı amaçlıyor.
Bayer’in radyonüklid terapi alanında çok önemli çalışmalar yürütmekte olduğunu söyleyen Bayer Onkoloji Küresel Araştırma ve Erken Geliştirme Başkanı Prof. Dr. Dominik Ruettinger, “Hedefe yönelik radyo-nüklid tedaviler alanında pek çok araştırma yürütüyoruz. Aktinyum-225 gibi radyoaktif izotoplar kullanarak geliştirdiğimiz tedavilerde önemli bir aşamaya geldik. Bu Bayer’in hassas onkoloji geliştirme portföyü için stratejik bir odak alanı olacak,” dedi.
Tedavi Edilemeyeni Tedavi Etmek İçin Buradayız
Kritik tedavi alanlarında çığır açan yenilikler ve sağlam bir ürün portföyüyle hasta bakımını dönüştürmeyi hedeflediklerini söyleyen Bayer İcra Başkan Yardımcısı ve İlaç Liderlik Ekibi Üyesi Christine Roth, hastaların yeni ilaçlara erişimini hızlandırarak pek çok tedavi alanında atılım yaptıklarını belirtti. Roth, “Amacımız sadece yenilikçi ürünlerle hasta bakımını dönüştürmek değil, aynı zamanda bu ilaçlara erişimi hızlandırmak. Tedavi edilemeyeni tedavi etmek, hastalıkları iyileştirmek ve hastalara umut sunmak için çalışıyoruz” dedi.
2024 yılında Faz III çalışmalardan güçlü sonuçlar elde ettiklerini vurgulayan Christine Roth, şu bilgileri paylaştı: “Yenilenen erken aşama portföyümüz uzun vadeli büyümeyi destekliyor. Her yeni adımda, tedavi edilemez denileni tedavi etme ve umut sunma vizyonumuzu gerçekleştirmeye biraz daha yaklaşıyoruz. 2025 Pharma Media Day etkinliğimizde önemli gelişmeleri duyurmuş olduğumuz için mutluyuz. Bu yıl başta onkoloji olmak üzere pek çok alandaki tedavi seçeneğimiz için düzenleyici onayı bekliyoruz ve bu da sağlık hizmetlerinde inovasyona olan bağlılığımızı güçlendiriyor.”
Kadın Sağlığında Hormonsuz Dönem Başlıyor
Bayer tarafından menopoz döneminde orta ila şiddetli sıcak basmaları, uyku bozuklukları ve yaşam kalitesinde düşüş yaşayan kadınlar için geliştirilen hormonsuz yeni tedavi, önemli bir ihtiyacı karşılamayı amaçlıyor. Klinik çalışmalar, bu yeni tedavi adayının belirgin semptom azalması sağladığını gösteriyor. İlacın hem ABD hem de Avrupa’da kısa sürede onay alması bekleniyor.
Parkinson Hastalığında Umut Veren Hücre ve Gen Terapileri
Bayer ve iştiraki BlueRock Therapeutics, Parkinson hastalığı için devrim niteliğinde bir hücre terapisi geliştiriyor. Bu tedavi, dopamin üreten sinir hücrelerinin doğrudan hastanın beynine cerrahi olarak yerleştirilmesini içeriyor. Faz I sonuçları başarılı bulunan tedavi, FDA’dan Regenerative Medicine Advanced Therapy (RMAT) onayı aldı ve doğrudan Faz III aşamasına geçti.
Ayrıca, Bayer’in bir diğer iştiraki olan AskBio aracılığıyla geliştirilen gen terapisi, beyne glial hücre kaynaklı nörotrofik faktör (GDNF) geninin aktarılmasını sağlıyor. Bu sayede dopamin üreten nöronların korunması hedefleniyor. Tedavi şu anda Faz II aşamasında ve FDA’dan Fast Track ve RMAT statüleri ile birlikte İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu’ndan (MHRA) İnovasyon Pasaportu almış durumda.
Ar-Ge Odaklı Stratejik Büyüme
Bayer’in son yıllarda büyük bir atılım içinde olduğunu söyleyen Bayer İlaç Bölümü Yürütme Kurulu Üyesi ve Araştırma ve Geliştirme Başkanı Dr. Christian Rommel, bu başarıyı yönlendiren stratejik Ar-Ge odaklanmanın altını çizerek “Stratejik dönüşümümüz, rekabetçi bir şekilde yapılandırılmış ve farklılaştırılmış etkili yeni tedaviler sunmak için Ar-Ge’de önemli ilerlemeler sağladı. 2024’te geç aşamadaki Faz III denemelerimiz olumlu sonuçlar verdi. Yenilenen erken boru hattımız bizi uzun vadeli atılımlar konusunda ümitlendiriyor,” diye konuştu.
Kardiyolojide Kişiselleştirilmiş Yaklaşımlar Öne Çıkıyor
Bayer, kalp yetmezliği gibi yüksek ihtiyaç duyulan alanlarda, bireyselleştirilmiş tedavi seçenekleri geliştirmeye odaklanmış durumda. Şirketin, AskBio platformunu kullanarak geliştirdiği gen terapisi, konjestif kalp yetmezliğine yönelik yepyeni bir yaklaşım sunmayı hedefliyor. AskBio’nun sahip olduğu ileri üretim altyapısı ve bilimsel yetkinlik, Bayer’in bu alandaki ilerlemesini hızlandırıyor.
Bayer, 2025 yılında bilimsel araştırmalarda ulaştığı yeni aşama ile yalnızca pazar payını büyütmekle kalmıyor, aynı zamanda sağlık alanında paradigma değişimine öncülük etmeyi hedefliyor.
Yorum gönder